Yasaya uymayanların hukukun üstünlüğü diye cümle kurmaları anlamsız
ANKARA-BHA
Prof. Dr. Zakir Avşar köşe yazısında Türkiye’deki siyasi durum ve siyasi partilerin hukuki ayrıcalıklarına dair eleştirilerde bulundu. Avşar şöyle yazdı:
“CHP sayesinde, siyasetçilerin ve seçilmişlerin her ne olursa olsun suç işleme imtiyazı kazandığını öğreniyoruz. Ama sadece CHP veya TİP’den, DEM’den olmak kaydıyla…
AK Parti’li veya MHP’liler sözgelimi trafikte emniyet kemeri bile takmasa mutlaka tutuklanmalı… CHP’li, TİP’li, DEM’liler ne yaparsa yapsın, gözaltına alınamaz, tutuklanamaz, yargılanamaz…
İzmir’de apaçık yerel yönetim kaynaklı bir ihmal, suiistimal sonucu iki kişi hayatını kaybetti, Antalya’da yine aynı şekilde teleferik düştü bir vatandaşımız öldü, bunlar Avrupa’da olsa hem partilerinden ve görevlerinden istifa ettirilir, hem tutuklanırdı, CHP’li olunca suçun sahibi yok…
Körfez perişan, şehir kokuyor, balıklar ölüyor; Belediye konser düzenliyor, başkan ‘Hükümet yapsın’ diyor…
Yolsuzluklar ortaya çıkıyor, kamu kaynakları peşkeş çekiliyor, adına ‘siyaset’ deyip kenara çekiliniyor…
Suçüstü hali operasyonlarına bile tahammülleri yok. ‘Bu vesile ile arınalım, temizlenelim. Aramızda bizi suiistimal edenleri barındırmayalım’ gibi bir tutum ve davranış asla sergilenmiyor…
Konuşmalara baksanız, erdem kavramı bunlara bakarak ortaya konulmuş…
En son Kent Uzlaşısı ile seçilen HDP/DEM orijinli CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı, terör örgütü ile bağı nedeniyle gözaltına alınmış, ilk bağıranlar Özgür Özel ile Ekrem İmamoğlu…
Kişinin CHP’den aday gösterilmesi bile abes. “Saygın bilim insanı, 40 kitap yazmış” diyorlar, tek bir kitabından bir sayfa bile okumadıkları kesin. Okusalar zaten CHP’den aday yapmazyar daha doğrusu yapamazlar.
Saygın bilim insanı Atatürk’e, ilke ve devrimlerine, Anayasa’nın ilk dört maddesine karşı… Yani CHP açısından önemli, değerli, hatta kutsal ne varsa hepsine itiraz ediyor, karşı çıkıyor… Ama CHP’den Belediye başkanı seçiliyor…
Bir sakin olun, bekleyin… Bekleyemezler…
Soruşturma sürerken, savcının ulaştığı bilgi, belge, deliller nedir bilinmezken böylesi acil ve acul açıklamalara, mitinglere, savcıyı isim vererek tehdide, kişiliğine hakarete, Anayasa’nın 138. Maddesine aykırı bir şekilde, suç olduğunu bile bile yargıyı etkileme çabasına neden ihtiyaç duyulur ki?
Türkiye’yi yönetme iddiasının sahipleri, terörsüz bir Türkiye talebimizin de en büyük destekçileri ve savunucuları olmak zorundadır.
TUSAŞ’da daha yenice beş şehit verdi bu ülke. Yaralıların tedavileri sürüyor…
Kişinin akademik kimliğine, yaptığı görevlere vurgu yaparak, ‘Bu kişinin terör ile ne tür bağlantısı olur?’ demeye getirenler, keşke o kişinin akademisyen iken, yönetici iken, siyaset öncesinde ve siyasete atıldığında yaptığı açıklamalara da baksalardı…
‘Kent uzlaşısı’na öyle gömüldüler ki, hiçbir şeyin o an için kurdukları, 2028 seçimleri için de ellerinin altında ve sağlam tutmak istedikleri ‘tezgâhı’ bozmasına izin vermemek için her şeyi sineye çektiler…
İcraat olarak PKK terör örgütü ile bağlantılı kişilerle futbol turnuvası düzenleyen, Başkanlık yaptığı Belediye Meclis toplantısında Atatürk ve şehitler için saygı duruşu ve İstiklal Marşı okutmayı ‘unutmuş’ zatı, savunurken keşke yapılan açıklamayı okusalardı:
‘Cumhuriyet Başsavcılığımızca PKK/KCK terör örgütünün mensup ve faaliyetlerinin tespit edilmesine yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında;
Halen İstanbul ili Esenyurt ilçesi Belediye Başkanı olarak görev yapmakta olan şüpheli AHMET ÖZER’in soruşturma evrakımız kapsamındaki delillere göre özet olarak; şüphelinin terör örgütü mensuplarından ele geçirilen ve aynı zamanda örgütün Kuzey Irak Kandil bölgesinde yer alan yönetici kadrosuna da ulaştırılan örgütsel dokümanlar (terör örgütü lideri Abdullah ÖCALAN ile İmralı adasında yapılan görüşmede sözde demokratik özerklik projesinde görevlendirilmesinin uygun görülmesi), hakkında uygulanan iletişimin dinlenmesi tedbiri sonucu elde edilen konuşma dökümleri, fiziki takip tutanakları ve incelenen hesap hareketlerinin içerikleri, yaklaşık 10 yıllık süreçte adı geçen terör örgütü mensubiyetleri nedeniyle adli işlem kaydı bulunan (694) farklı tekil kişi ve ayrıca özellikle terör örgütü yöneticilerinden Remzi KARTAL (KONGRA-GEL Eş Başkanı-KCK Yürütme Konseyi Üyesi-Kırmızı Bültenle aranan şahıslardan) ile 14 kez olmak üzere iletişim irtibat kayıtları nazara alındığında terör örgütü ile süreklilik ve yoğunluk arz edilecek şekilde organik bağ kurmak suretiyle üzerine atılı PKK/KCK Silahlı Terör Örgütü Üyesi Olmak suçunu işlediği yönünde kuvvetli suç şüphesine ulaşıldığı anlaşıldığından; (…)”
Elbette CHP’ye göre Demirtaş ve Kavala da ‘pirüpak, suçsuz olduğu, haklarında kesinleşen mahkeme kararlarına rağmen, infaz yapılmaması gerektiği için’ bu kişi de suçsuz olacaktır… Kimle görüşürse görüşsün, ne yaparsa yapsın…
Ekrem İmamoğlu’nun, kendisi ile ilgili devam etmekte olan dava ile ilgili ve önceki genel başkanları Kemal Kılıçdaroğlu’nun davaları ile ilgili hukuk tanımaz açıklamaları da gösteriyor ki, iktidara yönelik ‘Mevcut Anayasa’yı uygulamayanlarla yeni anayasa yapmayız’ söylemi, sadece bir retoriktir, söylemdir, içi boştur.
Yasalara uymayanların, uymayı reddedenlerin ‘hukukun üstünlüğü’ diye cümle kurmaları ise tamamen anlamsızdır…”