Kadının sadece adının olduğu sistem toplumun gücünün yarısını yok sayıyordur

KADEM’in ülkemizde bu sürece öncelik etmesinde fayda vardır. Zirve’nin bu dönemin başlangıcı olmasını diliyorum. İnsanı merkez etmeyen hiçbir gelişmenin hiçbir yeniliğin cazibesi ne kadar yüksek olursa olsun kıymeti yoktur.

Kadınları dışlayan, kadınlara adaletsizlik yapan teknolojinin insanlığa hayrının dokunması mümkün değildir. Kadın emeğinin ucuz işgücü olarak görüldüğü, kadının sadece adının olduğu, siyasete, devlet iradesine kadının elinin değmediği bir sistem sadece eksik değildir böyle bir düzen aynı zamanda adaletsizdir, toplumun gücünün yarısını yok sayıyor demektir.

Türkiye Yüzyılı’nın odağı güçlü kadın

Kadın hakları konusundan muhalefet karşımızda oldu. 22 yıl boyunca çok ciddi engellerle karşılaştık. Vesayetin, baskının hücrelerine kadar işlemiş yasakçı zihniyetin her çeşidiyle muhatap olduk. Maalesef anayasamızın apaçık hükümlerine rağmen kadınlar yıllarca bu ülkede sırf başörtüsünden dolayı eğitim ve çalışma hayatından dışlandı. Üniversitelerin kapısına faşizmin kapısına ikna odaları kuruldu. Kraldan çok kralcı davranan özel sektör kuruluşlarımızda kadınlar özgürce çalışamadı. İBB Başkanı ve Başbakan olarak biz de eski Türkiye’nin dayatmalarıyla karşılaştık. Son 22 yılda verdiğimiz mücadele neticesinde tüm bunları kötü birer hatıra olarak geride bıraktık. Eğitim ve çalışma hayatı başta olmak üzere her alanda ülkemizin beşeri sanayi zenginleşmesi için tüm engeller kaldırıldı.

Türkiye Yüzyılı’nın odağı güçlü kadın. 2024 yılı Ağustos itibariyle kadınların iş gücüne katılımı %34,3’e çıktı. 2028’de amacımız kadınların iş hayatına katılımını %40’e çıkarmaktır.

Kadın ve erkeğim beraberce güçlü olduğu ailelerle toplumu ve ülkemizi daha da güçlendireceğiz. Kadınların insan onuruna yakışan bir hayat sürmeleri. Her alanda aktif rol almaları. Her fırsattan eşit yararlanmaları için nerede eksiğimiz varsa kapatacağız. Nerede atmamız gereken adım varsa onu uygulamaya geçireceğiz.

Bundan 40-50 yıl önce eşyalardan ziyade değerleri, ne yapıp ettikleri hep ön plandaydı. Sadece İslam aleminde değil Batı toplumlarında da mahremiyet duygusu yaygındı. Var olmak ile görünür olmak bütün bunlar arasında bağ kurulmuyordu. Günümüzde ise bireylerin hayata yaptığı katkılar değil neyi yediği, paylaştığı daha çok gündeme geliyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu