HAYATIN SÜREKLİLİĞİ SUYA SAYGIDA

Ankara Kent Konseyi (AKK) bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Çevre ve Sıfır Atık Çalışma Gurubu’nun, Halk Sağlığı ÇG ve Kırsal Kalkınma ÇG ile ortaklaştırdığı, ‘Suya Saygı Buluşması’nın ilki, geçen hafta sonunda yapıldı.

           

‘Suya Saygı Buluşmaı’nınilkinde, “Su Ayak İzi’nden, Su Okuryazarlığı’na, Suyun Doğası, Suyun Değeri, Suya Müdahaleler, Suyu Birlikte Korumak ve Kullanmak, Ekosistemin Hakkı, Suya Erişim Hakkı” konuları birlikte değerlendirildi.

           

AKK Salonunda yapılan ve bilim insanları, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve AKK çalışma grupları sözcülerinin katıldığı ve küresel salgın önlemleri alınarak düzenlenen etkinlik yaklaşık 5 saatsürdü. Suya dair değerlendirmelerin ardından hazırlanan Sonuç Bildirisi kamuoyuna açıklandı.

         

Hayat Suya Saygı ile Süreklilik Kazanacak!

           

AKK Çevre ve Sıfır Atık Çalışma Gurubu Sözcüsü Ömer Şan ile birlikte çalışma ekibinde yer alan Prof.Dr.Nilgül Karadeniz, AB Çevre ve Enerji Akreditasyonu Baş Denetçisi Tekin Altuğ, Halk Sağlığı ÇG Sözcüsü Dr.Eriş Bilaloğlu, Kırsal Kalkınma ÇG Sözcüsü Kenan Baydar, Zekiye E. Çetinkaya ve Mehmet Tüfekçi’nin  birlikte açıkladığı bildiride, ‘Hayat Suya Saygı ile Süreklilik Kazanacak’ vurgusu yapıldı

           

‘Suyun milyonlarca yıllık bir dönüşüm sonucu oluşan yer küremizin en temel varlığı’ olduğu vurgulanan, ‘Suya Saygı Buluşması’ Sonuç Bildirisinde, “Yapısının 4’te 3’ü su olan, üzerinde sıvı su barındıran evrendeki tek gezegen Dünyamız. Bu nedenle suyu anlamak, suyu görmek için, bizim dünyadaki yerimizi, dünyanın evrende bir toz zerreciği kadar kapladığı yeri görmek gerekiyor.Dünyadaki canlı yaşamın kaynağı olan suyun, dünyayı besleyen hayat damarları şeklinde dolaşımını sürdürmesi nedeniyle, bu damarlarda doğal olmayan ya da hatalı yapılan uygulamalar nedeniyle oluşan tıkanıklar, tüm doğal yaşamın tehlike altında kalmasına neden olmaktadır” denildi.

           

Suyu Anlamak!

           

Suyun varlık nedenini anlamadan suyu kullanmak, suyu yönetmek ve suyu yönlendirmek evrendeki yaşamın bütününde onarılmaz sonuçlar doğuracağı vurgulanan bildiride,

           

“Su, bir insanın gördüğünden, tattığından, kullandığından çok daha fazlasıdır.Suyu yalnızca çeşmede veya bir havzada deneyimlediğimizde,böylece var olduğunu düşünmek, suya saygısızlıktır!Su; yeraltında, havada, bir ağacın gövdesindeyken görünmezdir fakat ekosisteme, yaşama olan katkısına devam etmektedir.Ve su, hava kalitesinin iyileştirilmesi veya iklim değişikliğine uyum sağlama gibi küresel olgularda, yerine başka bir düzenleyici koyamayacağımız en önemli bileşendir” vurgusu yapıldı.

           

Küresel Sonuçların Yerel Yansımaları

          

  “Bugün hep birlikte küresel ölçekte yaşadığımız’iklim değişikliği, kitlesel göçler ve Covid-19 küresel salgını’ gibi kritik konular, doğal varlıklarımıza ve en başta da ‘Su’ya saygılı olmamız gerektiğini bize çok çarpıcı bir şekilde göstermiştir” denilen bildiride Ankara’nın derelerine de vurgu yapılarak şöyle denildi:

           

“Bütün bunlara Ankara ölçeğinde baktığımızda, Ankara’nın sağlıklı yaşayabilmesi için yine suya ve su varlıklarının kaçınılmaz gerekliliği ortaya çıkıyor. Ki, Ankara’nın hayat damarları olan ama günümüzde, olumsuz müdahaleler nedeniyle yeraltından gitmesine neden olunan tüm kapatılmış derelerin gün yüzüne çıkartılması, kentin doğal ve ekolojik sistemine yeniden kazandırılması kenti sağlıklı, daha yaşanabilir ve daha dirençli hale getirecektir.Öte yandan bu gün yüzüne çıkarış, sosyal ve kültürel yaşama da çok büyük olumlu katkılar sağlayacaktır. Ülkemizde birçok kentte hayata geçirilen iyi uygulama örnekleri bunun başarılabilir olduğunun kanıtıdır.”

           

Yaşamsal Önlemler

           

“Bunların yanında yüzey, yeraltı, yağmur suyu hasadı, arıtılmış sular gibi su varlıkları potansiyelinin miktar ve kalitesindeki değişimler de belirlenerek kayıt altına alınmalıdır.Mikro ölçekte nerede (içme-kullanım, sulama, sanayi, yangın söndürme, vb) ve ne zaman hangi kalitede, hangi miktar suya ihtiyaç olduğu ve bu suyun, hangi su kaynağından karşılanacağı belirlenmeli.Mikro ve makro ölçekte alternatif su kaynak çeşitliliğinin eksikliği belirlenerek,alternatif su kaynaklarını artırmak için yağmur suyu hasadı ve gri suların yeniden kullanım teknolojileri için gerekli yönetsel çalışmalar yapılması ele alınmalıdır.”

           

Saygı ve Sonuç

           

Bildirinin sonuç kısmında ise şu ifadelere yer verildi:

           

“Bu itibarla… Ankara’da ‘suya Saygı Buluşmaları’ başlığıyla yürütülecek dizi buluşmaların başlangıcı olan bu toplantıyla;Suya Saygı bilincinin, suyu hakkımız ve ihtiyacımız kadar kullanarak, bireysel ve toplumsal farkındalık oluşturmayla ortaya çıkacağını vurgularız.

           

Bu farkındalık, ‘Su Okuryazarlığı’ bilincini kazanarak ve ‘Su Ayak İzi’ni süren, onu kavrayan ve ona göre tüketim alışkanlıklarını kontrol edebilen bireysel ve toplumsal tutum ve davranışlar göstererek mümkün olacaktır.

           

Sonuç olarak, bütün karar vericiler ve taraflar, merkezi ve yerel yönetimlere, suya sahip olma bilinci yerine ‘Suya Saygı’, ortak kullanım ve koruma bilinci ile geleceğe dönük sürdürülebilir yönetişim ve ileri dönüşüm anlayışına dayalı çalışma ve programlar oluşturmalarının zorunluluğu ve yaşamsallığını hatırlatırız.

           

Saygı ile kamuoyuna, bileşenlerimize, yetkili ve ilgililere duyurulur.”

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu