HALİL İBRAHİM YILMAZ ‘EKO İKLİM’İ ANLATTI
Ankara ve Türkiye’yi dünya gündemine taşıyan EKO İKLİM Ekonomi ve İklim Değişikliği Zirvesi / Fuarı başarıyla tamamlanalı çok oldu ama yankıları sürüyor.
Pek çok ‘ilk’in yaşandığı ve bazı yönleriyle dünyada benzeri bulunmayan zirve / fuar organizasyonu hakkında Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkan Yardımcısı ve Ankara Kent Konseyi (AKK) Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, HT Bloomberg’de “60 Dakika” programındaki canlı yayında açıklamalarda bulundu.
Halil İbrahim Yılmaz, zirveyi özetlerken şu hususları öne çıkardı:
BÜYÜK İŞ BİRLİĞİ: ATO’nun öncülüğünde 100’e yakın kuruluş Türkiye’de ilk kez katılımcı bir kültürle uluslararası organizasyon yaptı. Üniversitelerden organize sanayi bölgelerine, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nden TÜRSAB’a, turizm şirketlerinden Türkiye Belediyeler Birliği’ne kadar Türkiye’deki iyi örneklerin tamamının iklim değişikliğine karşı aldığı tedbirlerin sergilendiği, öğrencilerin farkındalık yaşadığı, 95 binin üzerinde katılımın olduğu bir Zirve’ye tanıklık etti Ankara.
AĞIR BEDEL: Küresel iklim değişikliği konusunda farkındalık oluşturmaktı amacımız. İklim dostu bir ekonominin kurulmasına dair nasıl bir yol ve yöntem izlenmesini tartışmak amacıyla başlamıştık bu yolculuğa. Yeşil mutabakat sürecinde sınırda karbon vergisinden sonra KOBİ’lerin bir tedirginliği oluştu. 2050 yılına kadar karbon nötr bir bedel ödemek gerekiyordu. Bu bedel ödeme sorumluluğu üzerinden farkındalığı geliştirmek; aslında orada yılda 2 milyar 200 milyon dolar ödenecek tutar, 30 yılda 66 milyarlık bir bedel; yeşil ekonomi, yeşil dönüşüm sürecinde Türkiye’nin yakalayacağı fırsatların yanında çok komik bir rakam olduğunu anlatmaya çalıştık.
100’DEN FAZLA OTURUM: Farkındalık üzerinden bu KOBİ’lerin dikkatini çektikten sonra sanayi devrimini kaçırmış olan bu toplumun yeşil dönüşüm sürecinde bir fırsat yakalayabileceğini anlatmak için başlangıçlar kenti Ankara’da 95 binden fazla kişinin 1.5 günde ziyaret ettiği 45’ten fazla oturumun olduğu aslında tek başına yapılan konuşmalarla beraber 100’ün üzerinde oturumun olduğu 184 saat canlı yayınlanan 14 bin metrekarelik fuar alanında iyi örneklerin sergilendiği, 101 ayrı etkinlikte kültür ve sanatla iklim değişikliğinin tartışıldığı yani doğanın çığlığını bir umut senfonisine dönüştüren bir organizasyonu katılımcı kültürle gerçekleştirdik.
Enerji konusu
Türkiye’nin toplam elektrik üretiminin henüz yüzde 12 kadarını rüzgar ve güneşten karşıladığını belirten ATO Başkan Yardımcısı Halil İbrahim Yılmaz, durum tespitini verilerle yaptı:
“Türkiye, elektrikteki toplam kapasitesinin 52’sini yenilebilir enerjiden karşılıyor. Bu rakam Avrupa’ya göre düşük. Bu rakamları dikkate aldığımızda dünyada 12., Avrupa’da ise 5. sırada bulunuyoruz. Yeşil Mutabakat Eylem Planı’nı Temmuz 2021’de Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile uygulamaya koyduk. Bu konuyla alakalı Türk sanayicisinin dönüşüm iradesini gördüğümüz bir Zirve’de yaşadık aslında. Yani sadece Avrupa Birliği’nin demirde, çimentoda ve diğer ürünlerde başta koyacağı vergiyle motive olup bu konuya tedbir almaya çalışan değil ihracatı yapabilmek için Türkiye’de yüzde 95, dünyada da yüzde 95’in üzerindeki genç nüfusun iklim ve çevre farkındalığının tüketim kültürüne etkisinin tartışıldığı bir ortamda, bu rakamların tüketici tercihlerine göre üretim yapabilecek Türk sanayisinin tüm inovasyonuyla katıldığı ilk iklim değişikliği fuarı olarak düzenlendiğimiz bu Zirve’de farkındalığı gördük.”
KOBİ, OSB, dönüşüm
Hali İbrahim Yılmaz, Zirve’nin yarattığı müthiş ortamı anlatırken, “Orta öğretimdeki öğrencilerin iyi uygulamalarına melek yatırımcı aradığı, sanayicilerin ve KOBİ’lerin sanayi bölgelerindeki dönüşümü aynı anda anlattığı” gerçeğini dile getirdi.
“Zirve’de Türk sanayicisinin aslında bu dönüşüme hazır olduğunu gördük.” Sözünü şöyle açtı: “Çünkü bu konuyla ilgili 1980 yılından bu yana 80’den fazla doğal afet oldu farkındalık gelişti bu dünyada. 3 trilyondan fazla ekonomik kayıp var. Dolayısıyla 2050 yılına kadar ortalama 1 trilyon dolarlık bir ekonomiden bahsediyoruz.”
Fırsata dönüşmeli
Yola, “Dünya dün nasılsa yarın da öyle kalsın” mottosuyla çıkıldığını ve “Vakit daralıyor, konuşmamız lazım” diyerek bütün kesimleri bir araya getirdiklerini belirten Hali İbrahim Yılmaz, tek bir kişinin önde olmadığını, 100’den fazla kurum, kuruluş, STK ve organize sanayi bölgesinin ortak akılla hareket ettiğini belirterek, Zirve’de, dönüşüm sürecinin Türk sanayicisi ve Türk girişimcisi için dünya genelinde bir fırsata dönüştürebileceğinin ilan edildiğini aktardı.
Gençlik, araba, ev
Zirve’de herkesin fikrini söylediğini, büyük düşündüklerini ve böylece ortaya çok büyük bir organizasyon çıktığını kaydeden Halil İbrahim Yılmaz, sözü yerli otomobile getirerek şunları anlattı:
“Türkiye’nin elektrikli otomobili TOGG, bir teknoloji harikası. Yüzde 97’lik toplumsal destekle üzerinde bir farkındalık gelişti ama TOGG hariç onlarca örnekle tanıştı yurttaşlar. Sanayi devriminde, bilişim çağında 208 ülkedeki bütün gelişmeleri 2+1 evdeki tüm gelişmeleri dikkatle takip eden bir gençlik var. Dünyadaki tüm gelişmelerin dışında kalmayan bu gençlik Türkiye’nin geride kalmadığı bir sürece tanıklık ediyor.”
Dünya ve Türkler
İklim değişikliğiyle ilgili dünyada, Osmanlı’da ve Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşanan gelişmeleri de dile getiren Halil İbrahim Yılmaz şöyle konuştu:
“BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 1994’te imzalandı yani Türkiye; hiçbir şey kaybetmeden bu sürecin öncüsü olabileceğini buradan ilan etti. Kyoto Protokolü’nden Paris İklim Anlaşmasına kadar her sürece oy birliğiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki tüm partilerin desteğiyle ayak uyduran Türkiye Cumhuriyeti, İklim Bakanlığı’nı da dahil ederek bu sürece öncü olabileceğinin idaresini koydu ortaya. Bu Zirve’de toplumsal desteğin zirvede olduğu görüldü. Orta Doğu’da ilgisiz zannedilen bir toplumun dünyanın önünde olduğunu, 1539’da çevre ve iklim konusunda Kannunnameler çıkaran toplumun 1930’lu yıllarda Mustafa Kemal Atatürk’ün geri dönüşüm tesisini kurduğu Ankara’da; başlangıçlar kenti olan başkentte dünyaya öncü olacak bir iradenin bu topraklardan çıkması müthiş bir ses getirdi. Bu Türkiye için büyük bir fırsat. Farkındalığımızı dünyaya ilan etmiş olduk.”