BARAN’DAN MÜCBİR SEBEP KAPSAMI GENİŞLETİLSİN ÇAĞRISI
BARAN: “BİRBİRİYLE BAĞLANTILI SEKTÖRLERDEN BİRİNİN MÜCBİR SEBEP KAPSAMINDA OLUP, DİĞERİNİN OLMAMASI AYNI SEBEPTEN SIKINTI YAŞAYAN TİCARET ERBAPLARIMIZI ZOR DURUMDA BIRAKIYOR. ÜYELERİMİZ, MÜCBİR SEBEP KAPSAMININ GENİŞLETİLMESİNİ BEKLİYOR.”
14 NİSAN 2020- Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Covid-19 ile mücadele kapsamında açıkladığı “Ekonomik İstikrar Kalkanı” paketi içinde yer alan “mücbir sebep” hükümlerinden faydalandırılacak sektörlerin kapsamının genişletilmesi çağrısında bulundu. Baran, “Birbiriyle bağlantılı sektörlerden birinin mücbir sebep kapsamında olup, diğerinin olmaması aynı sebepten sıkıntı yaşayan ticaret erbaplarımızı zor durumda bırakıyor. Üyelerimiz, mücbir sebep kapsamının genişletilmesini bekliyor” dedi.
Tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüsle mücadele sürecinin Türkiye’de başarılı bir şekilde yönetildiğini belirten ATO Başkanı Baran, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere bu başarıda katkısı bulunan herkesi kutladı. Tüm dünyanın aynı anda mücadele ettiği salgının, küresel ölçekte ekonomik sonuçlar doğuracağını kaydeden Baran, Türkiye’nin süreci en az hasarla atlatabilmesi, ticaret, üretim ve istihdamı koruyabilmesi için tüm sektörlerin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mücbir sebep hükümlerinden faydalandırılması gerektiğini ifade etti.
“TİCARİ HAYAT BİRBİRİNDEN AYRILMAYAN BÜTÜNDÜR”
Koronavirüsle mücadelede alınan tedbirler kapsamında hükümetin hızlı ve etkili adımlar attığına dikkat çeken Baran, salgından en fazla etkilendiği düşünülen sektörlerin mücbir sebep kapsamına alındığını ancak ticari hayatın yapısı gereği tüm sektörlerin birbirini etkilediğini anlattı. Baran “Ticari hayat birbirinden ayrılmayan bir bütün, tüm sektörler birbirini etkiliyor. İlk başta etkileneceği beklenmeyen sektörler de zincirleme olarak sürecin olumsuzluklarına maruz kaldı. Yan yana iki işletmeden biri mücbir sebep kapsamında değerlendirilirken yanındaki işletme iş hacmi, istihdam ve diğer konularda büyük zorluklar yaşıyor” diye konuştu.
Aynı işi yapan şahıs işletmeleri ile sermaye şirketlerinin farklı uygulamalara maruz kaldığını belirten Baran, “Üyelerimiz, reel sektörümüzün süreci kolay atlatabilmesi için başlatılan bu uygulamanın ayrımcılık oluşturduğunu ve vergide adalet ilkesini zedelediğini belirtiyor” dedi.
‘Mücbir sebep’ uygulamasında NACE kodlarının dikkate alındığını hatırlatan Baran, ana faaliyet konusunun yanına sonradan farklı sektör faaliyeti ekleyen şirketlerin, faaliyet kodu nedeniyle hak kaybına uğradığını kaydetti. Tedarik zincirinde birbirinin lokomotifi olan sektörlerin de ayrı değerlendirildiğine dikkat çeken Baran, şunları söyledi:
“Tüm dünya ile aynı anda hem virüs yayılmasın diye mücadele veriyor hem de ekonomimizi ayakta tutmaya çalışıyoruz. Hükümetimiz çok yerinde bir kararla ‘mücbir sebep’ uygulamasını başlattı. Ancak uygulamanın belirli sektörlerle sınırlı olması, sınırı olmayan bir rekabet içeren ticaret hayatını olumsuz etkiliyor. Örneğin; perakende ticaret, restoran, kafe gibi işletmeler mücbir sebep kapsamına alınırken, bu sektörlere hizmet veren ve süreçten aynı oranda etkilenen tedarikçi toptan gıda firmaları uygulamanın dışında kaldı. Yine, faaliyetlerine İçişleri Bakanlığı genelgesi ile bir süre ara verilen sektörler mücbir sebep kapsamına dâhil edilirken; Millî Eğitim Bakanlığı tarafından faaliyetlerine ara verilen Eğitim Kurumları aynı çerçevede değerlendirilmedi. Örneğin; uzaktan eğitim yapma imkânı bulunmayan, eğitmen ve diğer personeliyle yaklaşık 353 bin kişilik istihdam oluşturan sürücü kursları da zor günler yaşıyor.
Baran sözlerine şöyle devam etti: “7/24 iletişim ve istişare halinde olduğumuz üyelerimiz sahadaki tabloyu net biçimde ortaya koyarken, sürecin başarılı olmasının önündeki küçük engellerin kaldırılması konusunda destek talep etmekte. Bu sürecin sonunda reel sektörün çarklarının eskisi gibi işleyebilmesi, iş, aş, istihdam kaybı yaşanmaması için bugün alınan önlemlerin tam ve eksiksiz değerlendirilmesi ve mücbir sebep kapsamının genişletilmesi gerekiyor.”