GENÇ İSİMLER UMUT VAAT EDİYOR
Süper Ligde yeni sezonun başlamasına sayılı günler kala transfer yasağını kaldıran Ankaragücü, yaz transfer döneminde kadrosunu 14 isimle takviye ederken, gidenlerle birlikte, geniş çaplı bir revizyon geçirdi. Sarı-lacivertli ekibin, Ocak’taki ara transfer döneminde de 8’i genç olmak üzere 15 oyuncu ile anlaştığını hesaba katarsak, Beştepe’de, 10 aylık süreçte transfer anlamında çok yoğun bir trafiğin yaşandığını söyleyebiliriz.
Ankaragücü Başkanı Fatih Mert, göreve geldikleri 30 Ekim 2019 tarihinden itibaren ‘Ankaragücü’nde yeni bir yapılanmayı’ başlattıklarını belirtiyor. Geride kalan sezon, sonuç olarak arzu edilmeyen bir yerde bitirilmiş olsa da ‘mücadele edilen kulvar’ değişmediği için, sorun yaşanmadı. Yönetim, yeni sezona girerken, takımın başına teknik direktör Fuat Çapa’yı getirip, yeni bir sayfa açtı. Hem başkan Fatih Mert, hem de teknik direktör Fuat Çapa, ‘plan ve proje’ konusunda ortak noktada buluştuklarını defalarca gündeme taşıdı. İki taraf, yapılan son transferler ve yürütülen çalışmalar ile birlikte, kulüpte yeni bir yapılanmanın taşlarının döşenmeye başladığını dile getirdi. Takımın yaş ortalamasının aşağı çekilmesi ve umut vaat ettiği ileri sürülen genç isimlerin kadroya alınması, ‘uzun vadeli yatırımın’ adımları olarak değerlendiriliyor. Beştepe’nin geleceğini de kurtarmaya yönelik olduğu belirtilen bu temelin sağlam atılıp atılmadığını, bizlere zaman gösterecek.
ORTA ALANA AĞIRLIK VERİLDİ
Geride kalan sezonun başında transfer yasağını açamayan, devre arasında bu yükten kurtulup kadrosunu güçlendiren Ankaragücü, salgının da etkisi ile beklentilerin uzağında kalıp, ligi düşme potasının içinde tamamladı. Yaşanan onca teknik adam değişikliği, başlangıçtaki kadronun yetersizliği, sonrasında salgın ile ivmenin kaybedilmesi, Ankaragücü’nü sıralamada aşağılarda tuttu. Bu dönemde, Ankaragücü’nün saha içindeki en büyük eksikliğinin ‘orta alandaki boşluk’ olduğu teşhisi konuldu ve yeni sezonda, özellikle bu bölgenin güçlendirilmesi yönünde çalışmaya ağırlık verildi. Kiralık oynayan Lukasik, yeniden kadroda tutulurken, merkeze; Alper, Diousse, Atakan, Şahverdi, Voca, kanatlara da Paintsil, Adzic ve Endri alındı. Savunma; Sarlija ve Erdi, forvet hattı ise Bolingi, Emre, Börven ve Mücahit Can ile güçlendirildi.
MARATON UZUN YOLCULUK ZORLU
Bu sezon 21 takımla oynandığından ve lig bitiminde 4 ekip küme düşeceğinden, maraton uzun ve yorucu olacak. Ankaragücü’nün kadrosu, bu yolculuğu nasıl tamamlar ve sonrasında belirlenen hedefler için neler yapabilir ?
Önce şunun altını çizelim. Ankaragücü’nün, geçen sezon, özellikle ikinci yarıda takımın skor yükünü üstlenen üç ismi; İlhan, Orgill ve Rodriques yok. Öncelikle onların yeri dolmalı, yeni alınanlar bunun üzerine yeni şeyler eklemeli. Kiralık oynayan; Rivas ve Michalak, fazla katkı sağlamadığından, gidişleri kayıp sayılmaz. Faty ve Sedat, hem takımın yaşını yükseltiyor hem de üretken olamıyordu. Scarione de saman alevi gibi parlayıp, sonrasında ortadan kayboluyordu. Aydın ve Mehmet Sak’a da taraftar bir türlü ısınamamıştı. Devre arasında gelen Stanojiviç’in ise nasıl ve ne oynadığını kimse göremedi.
SAVUNMA RİSKİ DİKKAT ÇEKİCİ
Şimdi herkes özellikle de Ankaragücü taraftarı, yenilerin neler yapabileceğini merak ediyor. Sarı-lacivertli ekibin kalesindeki Ricardo ve Korcan, ne çok iyi ne de kötü, Süper Lig ortalamasında ‘idare eder’ pozisyonda. Başkent ekibinin savunması uzun süredir bir arada olmanın avantajına sahip, ancak yenilen gol sayısı dikkat çekici. Takım savunmasında ciddi arıza olduğu ortada. Bu bölgeye, Sarlija ve Erdi geldi. Sağ bek ve sol bek alternatifleri kaldı. Onların daha fazla zorlayıcı olması gerekiyor. Kulusiç’in lisansının dondurulması ise ileride sıkıntıya yol açabilecek gibi. Son iki maçta Erdi 11’de başladı fakat Süper Lig deneyimi fazla değil ve henüz maçların zorluk derecesi çok yükselmedi.
KİRALIK GİTMELERİ SORU İŞARETİ
Ankaragücü, geçen sezon ara transferde gelen oyuncuların büyük çoğunluğundan beklediği verimi alamadı. Bir kısmını kimse hatırlamıyor bile. Bu nedenle, yaz döneminde takıma katılanların üzerinde iki kat sorumluluk var. Onların, katkıları belirleyici olacak. Ancak, umut kadar endişeler de söz konusu. Yeni gelen yabancı oyuncuların birçoğunun, farklı takımlarda sürekli kiralık olarak forma giymesi, kafa karıştırıcı. Adzic, Paintsil, Bolingi, Sarlija ve Diousse’nin kariyerlerinde kiralık dönemler hayli fazla. Endri Çekici ve Idriz Voca, Süper Lig’den daha düşük seviyedeki liglerden geldi. Bolingi’nin oynadığı takımlarda attığı gol oranı çok düşük. 109 maçta 16 gol. Norveç gol kralı Börven, kendi liginde başarılı olmuş ancak, ülke dışına çıktığı Hollanda’da bunu tekrarlayamamış. Ondan, Sörloth olmasını beklemek biraz hayal. Sörloth genç bir isimken, İngiltere Premier Ligine transfer oldu, oradan da Trabzonspor’a gelip, yıldızını parlattı. Börven ise 28 yaşında. Şahverdi çok genç, ülkeyi ve takımları tanımıyor. Atakan ve Mücahit ise Süper Lig deneyiminden uzak. Emre, gençken yaptığı çıkışla dikkat çekmişti ancak sonrasında düşüş yaşadı ve Başkente gelmeden önce son olarak Almanya 3. Liginde forma giyiyordu.
ANADOLU’YA DÖNÜŞ SIKINTILI OLUR
Alper, bu takıma ağabeylik yapması için alındı. Kendisine de yeniden milli takıma seçilme hedefini koymuş durumda. Tecrübeli oyuncu, Fenerbahçe’ye giderken, büyük ses getirmişti. Orada kaldığı sürece bir iki maç hariç hiç öne çıkamadı. Son dönemde ise gözden düştü. Genç yaşında büyük takımlara gidip, umduğunu bulamayan ve Anadolu takımlarına dönen bazı oyuncuların yıldızını yeniden parlattığını gördük ancak yaşı ilerlemiş olanlar, uzun süre büyük takımda kaldıktan sonra Anadolu’da başarı çizgisini yakalamakta zorlanıyor. Alper, bu sorunu aşamazsa, takıma katkısı sınırlı olur.
Süper Ligde 4 maç geride kaldı. Bir maçı bay geçen Ankaragücü, sahasında iki kez kaybetti, deplasmanda bir kez berbere kaldı. Başlangıç yine iyi değil. Yeni gelenlerin uyum sürecini atlatması zaman alacaktır. Sabır bu aşamada elbette önemli ve değerli. Ancak, uzun vadeli planın parçası olan isimler, bunu hayata geçirmek zorunda. Aksi takdirde, bu vaatler sözde kalır, saha içi sonuçları hüsrana dönerse, taraftarın tepkisi de kaçınılmaz olur.