DÜNYA MADENCİLER GÜNÜ İÇİN FORUM
Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, maden sektörünün ülkeler için kritik öneme sahip ve stratejik kararlarında öncelikli dikkate aldıkları bir sektör olduğunu belirterek “Maden sektörü, hammadde üretimini gerçekleştirmesi açısından çok önemli. Ekonomik kalkınmanın da temelini oluşturuyor” dedi.
Ankara Ticaret Odası’nın (ATO), Maden Sanayii İşverenleri Sendikası (MASİS) iş birliğiyle, Dünya Madenciler Günü dolayısıyla düzenlediği “Türkiye’de Maden Yatırımlarının Bugünü ve Geleceği Forumu” ATO Meclis Salonu’nda yapıldı.
ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran ve Maden Sanayii İşverenleri Sendikası (MASİS) Başkanı ve aynı zamanda ATO’nun 29 No’lu Kömür ve Yeraltı Kaynakları Meslek Komitesi Başkanı M. Naci İlci’nin ev sahipliğinde gerçekleşen forumun açılışında, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Cevdet Yılmaz, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Şeref Kalaycı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Cafer Uzunkaya, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Avrupa Birliği ve Mali Yatırımlar Dairesi Başkanı Süreyya Erkan konuşma yaptı.
“ÜRETİMİN DEVAMI MADEN SEKTÖRÜ İLE MÜMKÜN”
Maden sektörünün geçmişte olduğu gibi bugün de toplumların gelişmesinde ilerlemesinde lokomotif bir sektör olduğunu kaydeden Baran, pandemi sürecinde sektörün de zorlu koşullarla mücadele etmek zorunda kaldığını ifade etti. Üretim ve sanayi çarklarının devamı açısından maden sektörünün ayakta kalması ve çalışmaya devam etmesinin önem taşıdığını belirten Baran, “Tedarik zincirlerinin bozulduğu bu dönemde Türkiye’nin, dünyanın yeni tedarik merkezi olarak konumlanabilmesi için üretimin devamını sağlamak ancak maden sektörüyle mümkün” diye konuştu.
Türkiye’nin maden çeşitliliği bakımından, jeolojik kuşak itibariyle önemli bir konumda olduğunu kaydeden Baran, dünyada ticareti yapılan 90 madenin 70’inin ülkemizde bulunduğunu söyledi. Madencilik sektörünün, gerek üretim değeri, gerekse yarattığı istihdam ile Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’ya önemli katkılar sunduğunu ifade eden Baran, “2010 yılında madencilik sektörünün Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’ya katkısı 12,6 milyar lira iken, 2020 yılında 59,2 milyar liraya yükseldi” diye konuştu. Baran salgının etkilerine rağmen sektörün 2020 yılında 4 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdiğini de sözlerine ekledi.
“YEŞİL DÖNÜŞÜMDEN EN FAZLA ETKİLENEN SEKTÖR”
Dijitalleşme, gelişen teknoloji ve salgın sürecinin son dönemde madenlere talebi artırdığına dikkati çeken Baran, “Yeşil Mutabakat ve yeşil dönüşüm süreçlerinden en fazla etkilenecek sektörler arasında yer alan madencilik sektörünün ihracat pazarlarımızda yaşanan değişim ve dönüşüme kayıtsız kalması mümkün görünmüyor. Sektörün öncüsü olan kuruluşlar süreci yakından takip ediyor” diye konuştu.
YILMAZ: “HÜKÜMETİMİZ YATIRIMCILARA ELVERİŞLİ ORTAM OLUŞTURMAK İÇİN HAREKET EDİYOR”
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Cevdet Yılmaz, yaptığı konuşmada, Türkiye ekonomisinin bu yıl çift haneli büyüme rakamına doğru gittiğini ifade etti. Uzun vadeli yatırımın, faiz dışı unsurların cazibesinden dolayı gelmesini ve Türkiye’deki ekonomik şartları iyileştirmeye katkıda bulunmasını beklediklerini dile getiren Yılmaz, “Bu çerçevede hükümetimiz yatırımcılara çok daha elverişli bir ortam oluşturmak anlayışı içinde hareket ediyor. Para ve maliye politikalarıyla, yapısal reformlarla ve adalet sistemindeki iyileştirmelerle çok boyutlu bir şekilde yatırım ortamını iyileştirme ve bu iyileşen ekonomik ortam çerçevesinde daha fazla sermayeyi ülkemize cezbetme anlayışıyla hareket etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Sanayinin ihtiyaç duyduğu madenlerde arz güvenliğinin sağlamasının önemine işaret eden Yılmaz, “Dünyanın değişik bölgelerine mutlaka yatırım yapmalıyız. Arama ve madencilik faaliyetleri yapmalıyız. Bunun da bizim kalkınmamıza önemli katkısı olacaktır” dedi. Son dönemlerde doğal gaz ve altın gibi döviz kazandırıcı alanlarda sağlanan ilerlemeyi takdirle karşıladığını anlatan Yılmaz, “Döviz kazandırıcı veya döviz harcamalarını azaltıcı her türlü çalışma bugünkü ortamda bizim için önceliklidir. Bunlar makroekonomik istikrarımıza katkıda bulunan çalışmalardır” ifadelerini kullandı.
ALTUNYALDIZ: “MADENCİLİK SEKTÖRÜNE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR”
TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız da dünyanın, yeşil dönüşümle enerji alanında önemli bir faz değişimi içerisindeyken Türkiye’nin bu değişime kayıtsız kalamayacağını söyledi. Enerji ihtiyacının yerli ve yenilenebilir kaynaklarla karşılanmasının önemini dile getiren Altunyaldız, “Üretimimiz için rekabetçi, sürdürülebilir ve güvenilir enerji temininin sağlanması noktasında milli gelirimizin yüzde 1,2’sini oluşturan madencilik sektörüne de büyük görev düşüyor. Madenler, özellikle savunma sanayii, otomotiv gibi sektörlerdeki kullanım alanı dikkate alındığında, gelecek dönemde cari açığın azaltılması hedefinde stratejik bir rol oynayacak. Yerli kaynaklarımızı hassasiyetle kullanarak çevreye duyarlı tesislerin kurulması, mevcut tesislerimizin yeşil dönüşüme uyum sağlayacak şekilde yenilenmesi için nitelikli Ar-Ge çalışmalarının hayata geçirilmesi ve gelişen teknolojiyle birlikte madencilik sektörünün de rekabetçi gücünün artırılması önceliklerimiz arasında yer alıyor” dedi.
KALAYCI: “SEKTÖRÜN BÜYÜK ATILIMLAR YAPMASI GEREKMEKTEDİR”
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Şeref Kalaycı da konuşmasında, dünya literatüründeki gelişmelerin Türkiye madenciliğine entegre edilmesinin gelecekte önemi artacak bir husus olduğunu kaydederek, “Madencilik alanında yapılacak daha çok iş vardır” dedi. Tedarik zincirinin ilk halkasını oluşturan madencilik sektörünün, dünyayla birlikte Türkiye’de de birçok sanayi kuruluşunun hammaddesini sağlayarak üretimde dışa bağımlılığı azaltmada etkin bir görev üstlendiğini belirten Kalaycı, “Ülkemizin ihracatında maden önemli bir yer tutmaktadır. 2020 yılında salgına rağmen yaklaşık 4,1 milyar dolar ihracat gerçekleşmiştir. İthalat ise 4,7 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu rakamlar tüvenan ve konsantre cevher için, altın hariç rakamlardır. Gerçekleşen ihracatın yaklaşık yüzde 40’ını doğal taş ihracatı oluşturmaktadır. Ancak, bu ihracat rakamları ülkemizin potansiyeli göz önünde bulundurulduğunda yeterli görülemez. Bu nedenle sektörün arama, üretim ve pazarlama alanlarında daha büyük atılımlar yapması gerekmektedir” dedi.
Dünyada ticareti yapılan 90 adet madenden 70 âdetinin Türkiye’de kaynak olarak bulunduğu bilgisini veren Kalaycı, “Uluslararası rekabet gücümüzü kaybetmemek ve ekonomimizin dışa bağımlılığını azaltmak için, madenlerimizi ekonomimize kazandırmak, sürdürülebilir ve verimli madencilik ile katma değerli uç ürün üretmek her geçen gün daha önemli hale gelmektedir. Doğru plan ve politikaların takip edilmesi sonucunda sektörün üretim, istihdam gibi ekonomik göstergelere önemli katkılar sağlayacağının ve ülke imalat sanayi için itici bir güç olacağının göz ardı edilmemesi gerekmektedir” diye konuştu.
İLCİ: “ÇEVREYLE DOST BİR MADENCİLİK MÜMKÜNDÜR”
Maden Sanayii İşverenleri Sendikası Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda ATO’nun 29 No’lu Kömür ve Yeraltı Kaynakları Meslek Komitesi Başkanı M. Naci İlci ise yaptığı konuşmada madencilik sektörünün, ithal girdiye neredeyse hiç ihtiyaç duymadan ihracata ve gayrisafi milli hasılaya katkı sağlayan, aynı zamanda istihdamı artıran, ülkenin ekonomik ve stratejik hedefleri için büyük önem taşıyan, değerli bir sektör olduğunu vurguladı. İlci, “Sanayiden savunmaya, sağlıktan iletişime kadar, ülke ve toplumların, vazgeçilmez ihtiyaçlarına ham madde sağlayan madenciliğin önemi, günümüzde toplumumuz tarafından ne yazık ki yeterince ve doğru bir şekilde anlaşılamamıştır. Çevre de bizimdir, maden de bizimdir. Çevreyle dost ve toplumla barışık bir madencilik mümkündür” dedi.
İlci, sektördeki güncel yatırım ortamını, ekonomik gelişmelerin madencilik sektörüne yansımalarını ve pandemi döneminde, sektörü bekleyen tehdit ve fırsatları paylaşarak ilerlemeyi hedeflediklerini kaydetti.
UZUNKAYA: “MADENCİLİK DÜNYADA DA EN RİSKLİ İŞLERİN BAŞINDA GELİYOR”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Sayın Cafer Uzunkaya ise maden olmadan ülke kalkınmasından söz edilemeyeceğini belirterek, madenciliğin sadece Türkiye’de değil dünyada da en riskli işlerin başında geldiğini söyledi. Uzunkaya, “Biz iş sağlığından vazgeçmeden madenciliği sürdüreceğiz. Meslek hastalıklarının yüzde 100’üne iş kazalarının da yüzde 98’ine engel olmak mümkün” dedi.
ERKAN: “GÜVENLİK KÜLTÜRÜNE TOPLUMUN İHTİYACI VAR”
ÇSGB Avrupa Birliği ve Mali Yardımlar Dairesi Başkanı Süreyya Erkan da çalışma hayatının istihdamdan sosyal güvenliğe, mesleki gelişime kadar pek çok alanı kapsadığını belirterek, Bakanlık olarak bu süreçlerin içerisinde en önem verdikleri konunun sağlıklı ve güvenli çalışma ortamlarının oluşturulması olduğunu söyledi. Erkan, “Bilhassa güvenlik kültürünün tesis edilmesinin, sadece çalışanların değil toplumun tüm kesimlerinin bir ihtiyacı olduğuna Covid-19 pandemisi sürecinde bir kez daha tanık olduk” diye konuştu.
Konuşmaların ardından Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti’nin mali desteğiyle, MASİS tarafından yürütülen, “Yeraltı Kömür Madenlerinde Kendiliğinden Yanabilirlik Etüdü ile İş Sağlığı ve Güvenliği uygulamalarının, İzlenebilirliğinin Artırılması Projesi”nin tanıtımına yönelik proje sunumu Proje Koordinatörü Ahmet Engin Kuruoğlu tarafından yapılırken, Prof. Dr. Sayın Cem Kılıç da “Ekonomide Güncel Gelişmeler ile Madencilik Yatırımlarının Bugünü ve Geleceği” başlıklı sunumu gerçekleştirdi.
Toplantıya ayrıca, ATO Meclis Başkanı Mustafa Deryal ile ATO’nun 29 No’lu Kömür ve Yeraltı Kaynakları Meslek Komitesi üyeleri ve sektör temsilcileri katıldı.